Peş peşe geceleri yazmazdım neden yazıyorum bilmiyorum da.
Zil zurnayım kadıköy'de bir banktayım. Karşımda ki sokak sanatçısıda gitti kısaca yalnızım. Kulaklıklarımı taktım üşüme hissi geçti çünkü içimdeki o yanardağlar birden geri döndü. Ben de yağmura döndüm. İçkiye döndüm salak insanlara döndüm arkamı döndüm. Benim en son döndüğüm yer kalbim oldu. Uzun süredir bakmadım oraya ne bok yedi ne etti ne yaptı. Ben gene kadıköydeyim saat 2 yalnız insanlar görüyorum. Aşık insanlar, kazık yemiş insanlar , malını yoğunu kaybetmiş insanlar tek ortak noktamız yalnız olmamız. Bir şeylere sitem ediyor olmamız bu düzene alışık olmamaya çalışmamız ve insanları tek tek silip unutuyor olmaya çalışmamız. Bu gece bir saat önce birisi geldi elinde bir bira karşımda dikildi ve çakmak istedi benden. Yüzüne bakmadam verdim sigarasını yaktı ve oturdu yanıma hiç konuşmadık biralarımızı tokuşturup devam ettik sessizlik içinde ki o birleşmeye. Yaklaştı daha sonra ve sarıldı bu sarılma belli bir gücün kalmamasının sarılmasıydı yalnızlığa alışamamanın sarılmasıydı. Moda sahile geçtik içinde o kadar biriktirmiş ki başladı anlatmaya ailesini kaybetmiş yakın bir zamanda daha sonra işini ve yeterince parası varmış yaşamak için belki de iyi bir gelecek için. Ama istediği hayat bu değilmiş. Zorla içki içer bir surat ifadesi ile baktı yüzüme ve bana fikir ver yardım et dedi demekle kalmadı yalvarırcasına akıl danıştı. Bir sigara yaktım ve şans dileyip oradan ayrıldım. Ben insanları yönlendirmem ben doğruyu ya da yanlışı seçerim. Unutmadan o kız ile buluşmak için bir gün ayarladık.ben ne numara ne başka bir şey aldım ya da istedim ismi sanırım Simaydı ya da öyle bir şey. Sanırım uzun süre sonra ilk defa bir pazar akşamına randevum oldu. O akşam kadıköyü anlatıcam bana olan önemini ya da bana verdiği hazzı sevgiyi. Şimdi gene yalnızım biram bitti açık bir tekel göremiyorum sanırım en iyisi taksiye atlayıp dönme vakti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder