Eskiden çok kullanırdım bazı kelimeleri , değeri olmayan insanlara verdiğim değerli kelimeler. Bir kız her zaman iz bırakırmış derinlerde , çok derinlerde.
Bende öyle bir şey olmadı hiç, çünkü ben aslında hiç sevmemişim sadece acıma duygumdan sahiplenmişim bazen adamları, bazen de kadınları.
İçimde ki nefreti atmak için şuan her şeyimi verebilirdim ama dolan nefreti yalnızca kafaya sıkılan kurşun götürürmüş. Ben kurşun sıkmadım hiç bir zaman, kardeşler sıktı bana o kurşunu hani zamanı gelince olan kardeşler.
Nefreti durdurmak benim elimde, düşündüm de ben bunu sizce istiyor muyum?
Benim olmamın bir sebebi vardır her zaman zamanı gelince yardım etmek , zamanı gelince hayatları karartmak. Hayatı kararmış bir insanın hayatını sahiden karartabilir misin? Cevaplıyorum tabii ki hayır karartamazsın. Ben karanlığı karartamam, ama ben karanlık olanı aydınlatıp tekrar karartabilirim. Bunu aslında dönem dönem yaşıyorsunuz biliyorum ama korkmanız gereken bir şey var bu sefer aydınlığı bir başkası karanlığı ise ben vereceğim. Nefretim ışık olsaydı kör olurdunuz. Nefretim yağmurlu bir havada şimşek olsaydı sizi çarpardı.
İsteseydim hiç bir şeyi düşünmez önüme bakardım ama ben yemin ettim bir şeyler yapmak için söz verdim. Sizi asla korkutmak istemem çünkü ben sizi gafil avlamak istiyorum ve bunu aslında her gün yaptığınız yanlış kararlar yüzünden bir anda ödeyeceksiniz hem de çok sert.
Gözlerimi bu kinle sizin üzerinizden almak isteseydim gözlerimi çıkartmam gerekirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder