4 Aralık 2016 Pazar

Ölüm Korkusu

Bu yazımda her saniye düşünmemiz gerekmeyen fakat yalnızken aklımıza geldiğimiz zaman tedirgin olduğumuz, o olaydan kendi fikirlerimce size bahsetmek istiyorum ölüm!

Ölüm aslında basittir ilerisini kimse bilemez fakat o an gelinceye kadar ölüm korkusu ile yaşamak kesinlikle saçmalığın daniskasıdır. Ölüm korkusu ile yaşarsanız ölüm geldiğinde hiç bir şey yapamadığınızı fark edersiniz. Bu dediğim bilmem kaç saliselik bir durum, tabi çok acılı ve yavaş ölmeyecekseniz.  Bu ölüm korkusunu yaşamak yerine gidin güzel şeyler yapın insanları güldürün her saniyenizi düşünmektense bir şeyler yapmak için kullanın. Şöyle düşünün bir de bir arkadaşınız ile kavga ettiniz, barışmak istiyorsunuz fakat aramakla aramamak arasındasınız. Kendi kendinize yarın arayacağınız hakkında plan yapıyorsunuz ve arayamıyorsunuz işte bu gerçekten çok kötü bir son olur. O yüzden düşünmeyin, güzel olan şeyleri istediğiniz durumu, 1 saniye ilerisi yokmuş gibi o an yapın. Kimse ne zaman öleceğini bilemeyecek yada bunun kararını veremeyecek fakat bir kum saati var ve ne zaman duracağını bilemez anlayın işte yapın harekete geçin!

Kimseden, ölmekten yada yaşamaktan korkmayın! Durumlara göre ölmekte yaşamakta cesaret işidir. Kendinizi dipte mi hissediyorsunuz? Gidin biraz hastaneler gezin, sokak hayvanlarına bakın. Sizce onlar mutlular mı? Konuşmamak o durumdan memnun olmak değildir. Aksine kabullenmişliktir. Boyun eğmelere karşı ses çıkaramamaktır. Ses çıkarın yaşadığınızı belirtin. Yanlışlara boyun eğmeyin. Dünya her zaman değişti ve değişecek. Neden siz değiştiremeyesiniz ki?
Kendinize günlük olarak hayal kurmak için belli bir miktar zaman ayırın. Hayalleriniz olsun o anki durumdan kimi zaman kurtulursunuz kimi zaman kötüyü düşünerek kendinizi silker daha kötü olmaması için çabalarsınız. Çabalayın, çabalayın ki insanlara ilham kaynağı olun. Bir yol çizin kendinize ve insanların sizi nasıl izlediğine tanık olun.

2 Kasım 2016 Çarşamba

Çırak Etmez Bir Usta

Görüyorum çırpınıyorsun hissediyorum içten içe ağlıyorsun. Sen beni taklif ediyorsun bir sonraki adımını görmek istiyorsun ama ben usta olarak durdum sen ise çırak olarak o kadar hızlandın ki duvara çarpacaksın. Usta gibi düşünüp yavaşlarım diyorsun fakat beynin ile hala yavaşım diyorsun. Kelimelerini seçemiyorsun eskilerden alıyorsun yeni ustalara soruyorsun. Senin ilk ustan burada yani taraf olarak karşında, kısaca sen orada ben burada. Ben aldıklarını istemiyorum ama seni sen yapanları alacağım. Sen bir kurgu dök, ben ise tamamen doğaçlama geliyorum.  Korkmanın vakti geldi çünkü ben sağlıklı düşünmüyorum anlayacağın deliyim. Deli olduğuma inanırsan deli olur, inanmazsan afallamış olursun gerçi şuan ayık mısın? Çıkılmaz bir üçgen çizdim sana nasıl bir son istediğini  sen seç.

Bir de bir konuda kararımı değiştirdim. Tanrıya ölmek için dua et, ben de bu sefer yaşamak için dua edeceğim.

Okudukların doğaçlama, yaşayacakların kendi kurgunun bedeli olacak hadi görüşürüz kalfa.

14 Ekim 2016 Cuma

Bir Metin Bin Fikir


İyi geceler saat 2:32. Gene özgür ifadelerimle istediğimi yazıp istediğim kadar kendimi karalayacağım çünkü bunlar benim fikirlerim ve benim görüşlerim.

Neden bu kadar bence dediğimi soruyor insanlar, insanlar herkesin kendi bir görüşü olduğunu olabileceğini unutmuş ki bence  kelimesini kullanmadığım taktirde insanların bana karşı bir saldırıda bulunacağımı düşüneceklerini hissederek korkuyorum. Bence insanlar çok düşüncesiz.

Ben bunu söylüyorum diye size hak tanınmayan bir ortamda sadece ters bir yorum yapayım da marjinal görüneyim diye yaptığınız yorumlar beni alakadar etmez.

Bu üstteki gibi bir marjinal görüntü verdiğinizi hissedip aslında düştüğünüz küçük duruma devam edecekseniz, kesin şimdiden bu yazıyı okumayı. Çünkü burdan sonrasını okumanız takdirinde sadece zaman kaybı yaşayacak ve başka yerlerde marjinal görüntüsü veremeyeceksiniz.

Her nefes aldığında bir yorum söyleme ihtiyacı duyma. Sessiz ol insanlara  "bakalım bu ne diyecekmiş " söylemini düşünmelerini hissettir. Hissettir ki yorumların insanlar için altın niteliğinde olsun. Bir de  üzücü bir haber vereceğim. Kusura bakmayın ama eğer mantıksız düşünceleriniz fikirleriniz varsa bu dediğim "altın niteliği" değil "gereksiz konuştu" niteliği taşır. Fakat bir bildiği var derler yuvarlanır gidersiniz tabii kendinize yakıştırabiliyorsanız bu "yuvarlanıp gitme" terimini.

Bir de benim gibileri var insanların fikirlerini pek önemsemeyen kötü yada iyi bir yorumda bile  o yorumu umursamayanlar. Bu konuda insanlara saygı duyun. Lütfen!  Ben sizin yorumunuzu istemiyorum ben fikirlerinizi istemediğimi size yeterince belirtiyorum lütfen güzel aklınızı ve ağzınızı bana yormayın.  Ben böyleyim çünkü kimi dinlesem çamura battım kime güvensem en büyük hatamın güvenmek olduğunu öğrendim. Aklımda ara ara bir iletişimde şu cümle geçiyor "Eskiden olsa şöyle şöyle yapardım çünkü duygularımla düşünüyorum. Şimdi mantığım ile hareket ettiğim için böyle böyle yapıyorum"
Yani şöyle böyle devam ediyorum hayatı.

Seviyorum ben bu hayatı.

22 Eylül 2016 Perşembe

Balkon

Zaman geçmiyor her gün olduğu gibi. Sabah uyandığımda olan o boktan sessizlik evin boşluğu ve içimin gürültüsü beni bir şeyler yapmam için engelliyor. Gitmem gereken bir yol var ve o yoldan gidemiyorum sanki bir yerde sıkışıp kalmışım. Son zamanlarda kaostan besleniyorum ulan yesin insanlar birbirlerini hiç umrumda değil o kadar boş durumlardan o kadar büyük hataları yapmalarını izlemek bana bir keyif vermeye başladı her gün kendimi biraz daha kaybediyorum. İçimde çok stresli düşünceler gelecek kaygıları var ama ben yoluma bakamıyorum. Sorumluluklarımı yapmak istiyorum ama pek gücümün olduğunu sanmıyorum. Her gün yapmak istediklerimi yapmamak adına tövbeler ediyorum zaman zaman tutamıyorum ama kendimi. Son zamanlarda havalar da bozdu yağmurlar başladı sanırım balkonda uyuma alışkanlığımdan kurtulmam gerekiyor çünkü hasta olursam ileriye değil geriye gitmeye başlarım bundan korkuyorum. Balkonda uyumak demişken şu an balkondayım ve yağmur yağıyor şanslıyım beni etkilemiyor diyebilirim sadece biraz soğuk fakat vücuduma giren alkol ısınmama yetiyor. Gökyüzünü izliyorum yalnızca sokak lambaları biraz ışık veriyor fakat gözümü almıyor kısaca düşünüyorum olup biteni. En kötüsü ise sabah 5.33 oluyor ve ışıklar kesiliyor ve sorun şu ki hava daha aydınlanmamış oluyor sanki içimdeki karanlık dışarıya vuruyor ve iyice içime kapanıyorum. Daha sonra gözlerimi kapatıyorum ve açıyorum sabah olmuş aptal araba kornaları insan sesleri geliyor kulağıma. Her sabah bu hayatta bir koşuşturmada olacağımı anlıyorum. Nasıl kaçta uyuduğumu hiç hatırlamıyorum ama güne her zaman uyanarak başlıyorum.

10 Eylül 2016 Cumartesi

Son Vuruş

Bugün çok farlı bir başlangıç yaptım kendim için. İlk önce odamda ki içki şişelerini ve boş sigara paketlerini topladım daha sonra odamın tozunu aldım , evimin tozunu aldım uzun bir süre sonra kendime bir yemek yapmayı layık gördüm. En son olarak gözümü en çok korkutan o temizliği başlatacaktım kafamda ki gereksiz temizliğini. Buraya kadar herşey iyiydi ama bunu yapmayacağım çünkü ben yemin ettim, kinimden dönmeyi denedim ama tekrar ve tekrar dönemedim. Sonuna kadar gitmek istiyorum ne kadar uçsuz olsada verdiğim sözü tutmam gerektiğini bugün tekrar hatırladım. Bugün gene sigaramı içerken o yapılanları hatırlayıp içimi ısıttım.  Hayatıma hiç girmemiş ama arkamdan etmedikleri küfürler kalmamış insanların ben yüzlerine küfürler ettim hala ediyorum ve edeceğim. Sinirim yatışacak gerçekten az kaldı o gün nefretimin yerini başka şeyler dolduracak sevdiğim kadın gittiğim yol ve daha nicesi. Kalbime yaptığım eylemlerin işe yarayacağını görmeme az bir vakit kalmışken burada bırakmak yolun yarısında bırakmak gibi olur. Ben çoktan uzaklaştım sadece bir arkadaşa çakıp çıkıcam.

Yazamıyorum

Büyük bir sorun var.


mailto:melankoligecesi@hotmail.com

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Güne Ölerek Başlamak

Güne her zaman rüyamda ölmem ile başlıyorum. Gün içinde ölme eğilimlerine kapılacak gibi hissederken sigara içiyorum ve hemen geçiyor. Ayaklarının üstünde duramayan insanlar görüyorum kendime bakıp bazen gururlanıyorum. Bazılarınız güne güzel krepler ile bazıları aileleri tarafından uyandırılarak güne başlıyordu bense dönmesine 1 gün daha az kaldığını bilerek mutlu olmamla. Aslında mutlu değildim çünkü yalnızlık ve güne ölerek başlamak bana insanlardan nefret etmemden başka hiç bir şey katmıyordu. Şimdi büyüdüm hala nefret ediyorum insanlardan. Belki de benim sorunum insanların fikirleri işte. Duygusuzca yazabilmek yaşamadığım hissedemediğim şeyleri yazabilmek isterdim bunu yapamadım. Uzun süredir başka bir şey düşünüyorum benim sorunumun yalnızca kendim ile olduğu. Buna bazen hak veriyorum şuan olduğu gibi. Şansa inanmıyorum görmek istemediğiniz gibi baktığınız için insanları kaybettiğinizi yada kazandığınızı görebiliyorsanız kendinizden nefret de edebilirsiniz. Gerçeği görüp istediğinizi görmezseniz sanırım tanrı olursunuz. Kendi fikirlerinizi umursamayıp sadece doğru olana giderseniz asla üzülmezsiniz.

Anlatmak istediklerim normal değil ama hiç bir doğru kötüyseniz gözünüzde normal değildir. İyi olduğunuzu düşünüyorsanız zaten siz çoktan kabullenmeyi seçmişsiniz bırakın da biraz kötü düşünün.

4 Ağustos 2016 Perşembe

Kin

Eskiden çok kullanırdım bazı kelimeleri , değeri olmayan insanlara verdiğim değerli kelimeler. Bir kız her zaman iz bırakırmış derinlerde , çok derinlerde.

Bende öyle bir şey olmadı hiç, çünkü ben aslında hiç sevmemişim sadece acıma duygumdan sahiplenmişim bazen adamları, bazen de kadınları.

İçimde ki nefreti atmak için şuan her şeyimi verebilirdim ama dolan nefreti yalnızca kafaya sıkılan kurşun götürürmüş. Ben kurşun sıkmadım hiç bir zaman, kardeşler sıktı bana o kurşunu hani zamanı gelince olan kardeşler.

Nefreti durdurmak benim elimde, düşündüm de ben bunu sizce istiyor muyum?

Benim olmamın bir sebebi vardır her zaman zamanı gelince yardım etmek , zamanı gelince hayatları karartmak. Hayatı kararmış bir insanın hayatını sahiden karartabilir misin? Cevaplıyorum tabii ki hayır karartamazsın. Ben karanlığı karartamam, ama ben karanlık olanı aydınlatıp tekrar karartabilirim. Bunu aslında dönem dönem yaşıyorsunuz biliyorum ama korkmanız gereken bir şey var bu sefer aydınlığı bir başkası karanlığı ise ben vereceğim. Nefretim ışık olsaydı kör olurdunuz. Nefretim yağmurlu bir havada şimşek olsaydı sizi çarpardı.

İsteseydim hiç bir şeyi düşünmez önüme bakardım ama ben yemin ettim bir şeyler yapmak için söz verdim. Sizi asla korkutmak istemem çünkü ben sizi gafil avlamak istiyorum ve bunu aslında her gün yaptığınız yanlış kararlar yüzünden bir anda ödeyeceksiniz hem de çok sert.

Gözlerimi bu kinle sizin üzerinizden almak isteseydim gözlerimi çıkartmam gerekirdi.

14 Temmuz 2016 Perşembe

00.00

Saat 00.00 tıpkı bir boşluk gibi sahi gibi fazla oldu zaten ben bir boşluktayım.  Yeni bir hayat kurmak istiyorum ama başaramamanın verdiği negatiflik bende ki bütün pozitif planlamaları siliyor ve atıyor. Uzun süredir alkolden yardım almıyorum zararlı bir alışkanlığım yok değişeceğimi söylemiştim değişiyorum. Hayatımdan uzun süre önce çıkardığım adamlar bugün gelip selam verdi bana geçmişte pişman olup yaptıklarımı şimdi bir hesap için bana yaptılar ve ben hiç bir şey diyemedim çünkü ben her şeyi hak ettim. O kadar atasözü var ki hayatımda, belli olaylar olmasa hala umrumda olmazdı lakin oldu işte. İnsanların bana karşılığını vermesi yerine affetmesini istedim yapamadılar.

Şimdi yatağıma uzandım gözlerim kapalı yıldızlar görüyorum ve dilek tutuyorum daha dikkatli bakıyorum ve aslında onların yıldız değil dikkat çekmek isteyen bireyler olduğunu görüyorum. Ben böyle bir hayat yaşamak istemiyorum bunu nasıl anlatabilirim gerçekten bilmiyorum. Ben sanırım hala ölüyorum , her şarkı bittiğinde o sessizlik beni bir adım daha götürüyor. Bugün intihar her zamanımki olandan biraz daha fazla mantıklı geldi bana sahi kurtulabilirim savaşmak istemiyorum neden yaşıyorum? bakın gene sordum hala bilmiyorum. Bunun gerçekten mantıklı bir cevabını bilen bana ulaştırsın. Bir an önce hiç birşey hissetmeden kimseye bir şey demeden gitmek istiyorum artık sanırım ben gerçekten katlanamıyorum. Ya amına koyayım neye üzüleceğimi şaşırıyorum lan hangi taraftan tutsan düğüm değil hangi taraftan tutsan boşluk benimki. Ya hiç bir durumun ne çözülebilirliği var ne hafızamdan gidebilirliği var. Bir gün gideceğim , bugün değil ama bir...

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Bitmeyen Yol

Ufak bir tatilden sonra geri döndüm ben baş belası. Yolculukları severim bol bol düşünecek zaman olur, yarın dağları seyrederek düşüneceğim ufak bir şeyler döktüreceğim kendime , okuyup okuyup iç çekeceğim sizler bilmeyeceksiniz. Kendime yazılarım vardır okuyup yaşama sebebimi bulduğum okuyup göremediklerimi gördüğüm yazılar. Hayali ile yaşadığımız zamanlar vardı benim için tekrar bir son geldi, yarın geri kalan ömrümün ilk günü olacak ama çok daha farklı. Kendim için değişeceğim insanları gene umursamayacağım yapılanları unutacağım güleceğim siz de yapın emin olun yatarken daha rahat olacaksınız. Bugün çok fazla şey var aklımda kelimelerin yetmediği şeyler. Unuttuğum şeyleri hatırladım bugün dostluk! Güzel dostlar edinmişim şimdi gördüm karşılıklı sevginin ve tek bir çıkarın olmadığı dostlar. Dostlar aile gibidir.

Kötülüğü içimden çıkartalı çok oldu ama her şey iz bırakırmış ben çok fazla iz bırakmışım.

4 Temmuz 2016 Pazartesi

A bölgesinden C bölgesine

Aklımı karıştıran terslikler ile yaşıyorum. Aslında ters bile bir kağıda yapılan karalamalar gibi. Silgi ile silinmeye çalıştığında izi kalan hatıralar ile dolu bir kağıt.

İnsanların a bölgesinde c bölgesine giderken yol üzerinde bulunan b'ile yola başlamalarından sonra hiç yolda olmayan d'nin  b yerine tercih edilmesi ne kadar akla mantığa uyabilir ki? Ben yolu omzumda ki yükleri atarak azalttığımı biliyordum lakin yolun sonuna gelmişim sadece bazen dalgalar biraz geri itiyor ben yolu tekrar tamamlıyorum. Yolum bitti eklenecek olan yeni bir kapıyı yani hayatı bekliyorum. Daha gelmedi ama bir inancım var gelecek bir kapı var biliyorum. Bakıyorum da aslında artık nefret bile dolu değilim siz boşluk dahi değilsiniz siz adam değilsiniz size şerefsiz desem şerefsizin önünde gideni olduğunu değiştirmeyecek size saygılı desem gavat olduğunuzu değiştirmeyecek. Ben size adam desem yaptıklarınız değişmeyecek ya da unutulmayacak. Beraber girdiğimiz savaşın yüklerini sen bana attın benim yüzünden kaybettiğini anlattın lakin unuttun mu beni silmeyi tercih ettiğinde aslında sen tek kaybettin. Şimdi gavatlıkların ya da mutluymuş rollerin ile anca babanı kandırırsın.  Çok fazla şey kaybettin ben senin yüzünden bir duruma inanmaya başladım , İnsanlar hak ettikleri için bir takım şeyleri kaybederler.

Sen çok kaybettin çok kaybedeceksin çok hak etmişsin daha fazlasını göreceksin.

20 Haziran 2016 Pazartesi

Neredeyim Ben?

Nereden başlasam bilmiyorum ki. Sahiden ben nerede kalmıştım? İstanbuldan kurtulmak sanırım aradığım kurtuluş. Fark ettim de ben bazı yerlerde aslında bedenen olsa da ruhen hiç durmamışım. Yanında olduğum bireyler aslında yalnızca bir yoklukmuş. Ulan düşünüyorum da ne hızlı geçmiş acı günler. Ben dün kuzenimi hatırlıyorum geçermiş her şey. Ben dün zarar vermeyi bilmezken bugün başkalarını geç kendime neler yapmışım? Ben uzun zamandır kendimi hiç sorgulamamışken bakıyorum da şimdi ne olmuş be bana. Ben sanırım burdayım ama ruhumu kaybetmişim. Ben ölmekten korkmazken ben bayılsam sahi bayılsam ne fark edermiş? Bugün içiyorsam sebebi bir gün ruhumu bulma ümidimdenmiş.

8 Haziran 2016 Çarşamba

Nefret

Gözlerim nefret ile dolu. Hayatımda bir insana hiç olmadığım kadar nefret  ile dolduğumu görüyorum. Yapacaklarımın hepsi planlandı. O kadar iyi kendimi düzenledim ki bana gelecek hiç bir saldırı planlarımın hızlanmasına ya da hatalarımın oluşmasına engel olamayacak. Ben hayatımda sanırım ilk ve son kez kin doluyorum. Bir insanın hayatını ilk defa bitireceğim evet bitireceğim çünkü ben buna yemin ettim. Benim iyiliklerim karşısında ben bunları görmeyi istemedim. Ben sanırım hiç bir zaman görmek istemedim. Bir insanın emeklerinin nasıl çöpe gittiğini görebilmek için bana yakışmayacak yerlerde takılıyorum nefretim bir hayattan daha büyük.

Planlarım olmasa da ben bunu başarana kadar yaşayacağım ayrıca sizin o oyun sandığınız dünyayı başınıza yıkacağım ve bunu övünerek ölmek için hazır olacağım.

Seni bulduğum gibi bırakacağım yani dibe bırakacağım.

Balık

Bu yazımı denizde ki ufak balığa yazacağım ufak olanlara selam olsun.

Yanımda ki insanlara bir tanrı gibi bakmaya çalışan insanlar ile tanıştım. Ben yanımda ki insanlara senim benim gibi olduğunu gösterdim. Ben sana insanlar ile nasıl rahat bir şekilde konuşacağını ben sana senin kendine veremeyeceğin bilgiler verdim. Şimdi komik olan ben sana ona tanrı gibi bakma derken sen kendini bir tanrı olarak hissederek bana bakıyorsun.

En son yere çakıldığında seni günlerce teselli ettim yanında oldum ama bir defa daha çaracaksın ama ben olmayacağım ayrıca unutma o bulunduğun deniz birbirlerini katleden diğer canlılar ile dolu.

Kısa bir ara veriyorum dirilip hemen geliyorum.

26 Mayıs 2016 Perşembe

BATAKLIK

Her yazıyı tek tek okuduğuma yemin bile edebilirim. Her olayı gördüğüme de yemin edebilirim. Ben buradayım moruk her şeyin şahidiyim ben. Yenilmezlerin ağladığı dönmem diyenlerin tekrar tekrar dönmek istediği zamanları gördüm ben tekrar diyorum buna yemin edebilirim.

Ben yapılan yanlışları gördüğüme de yemin edebilirim. Ben saçma sapan cümleler yüzünden hayatımı mahvetmiş insanları hala görüyorum , görmezden gelmeye çalışıyorum fakat o kadar güzel oynuyorsunuz ki moruk ben kendimi parçalıyor yazılarım ile sakinleştiriyorum.

İntiharı düşündüm ben , sanki hangimiz düşünmedi ki?

Sakinleştirirdim ben değmez moruk derdim kimse için değmez. Düşündüm de harbi lan değer mi size?

Temiz olduğunu düşünürmüş her insan. Sana bir sır vereyim küçük adam , iyi bir insan olduğunu Ben Masumdum gibi cümlelerle kurmakla olmaz saflığını sen değil insanlar bilmiyorsa sen zaten saf değilsindir. Bu arada  unutma senin o kötü kafanın içindeki saflık bu saflıktan değil aptallıktan değil anlamadığın gibi yani. Anlamazdı ki zaten hep bildiğini okur sonra önüne ne gelirse onu yerdi. Kimse savaşmadı moruk ben de savaş(a)madım çünkü karşımda bir insan kalmadı siz kendi dünyanıza döndünüz ben ise kendim ile savaştım ve bak buradayım işte. Ben hata yapmadım ben sizin tuzaklarınıza düşürüldüm şimdi ömür boyu savaşmak kelimesi aklınızdan bile geçebilecek bir laf değil. Kahpeler kendileriyle savaşmaz. 

Kendini bir kahraman gören kahpe git kendin ile yüzleş önce hayatın boyunca başından geçen olanlara bak benim neden başıma bunlar geldi demektense ben eskiden ne yapmıştım cümlesini kullan.



Elbet ki yarın güzel olacak elbet ki yarın o çektiğin sefalet hayatın kara günlerini atacağım gibi hayallerle dünyanı ve yanında ki sana inanmak isteyen insanların hayallerini süsleyeceksin ama tıpkı dün tıpkı bugün ki gibi tekrar ve tekrar çakılacaksın.


Senin o mahvettiğin pırıl pırıl insanların emin ol ki senin ismini şuan dahi hatırlamazken karşına senin unutamayacağın bir kahpe çıkacak ve cezanı kesecek. Sakın unutma o gün güçlü gözükmeye ihtiyacın olmayacak çünkü sen kendi yalnızlığında eskisi gibi boğulacaksın. Ve sana hayat verecek birini ararken tekrar tekrar hayatını kaybettiğini düşüneceksin ama sen unutmuş olacaksın aslında o gece hiç bir şansının kalmadığını.

Hadi kötü olup dilek tutalım dünyanın güzel olmasını dileyelim ben hemen halledeyim ama önce siktir git!

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Moruk

Eskiden farklıydı moruk,

Dertleşerek sabahlaşıyorduk her sabah kafamız güzel kalkıyorduk ama asla birbirimize hata yapmıyorduk. Dertleriniz genelde aynı türdendi ölümdü ve başka şeyler vardı. Ulan bundan herhalde 2 sene mi ne önce  ne ben bir istekte bulundum tanrıdan böyle bir dost ver bana oldu tabi ama o dost diyen adam neyse siktir et işte yaptı bir şeyler. Hiç bir zaman sevip kırılma sayıp vurulma. Kısaca bana yaptığını sana yaptırma.

Tertemiz bir sayfa açtım yarınıma.

Dünlerim zaten her gece düşündüğüm pişmanlıklarla keşkelerle dolu. Keşke işte.

Keşke dedikten sonra arkasına sıralayabileceğim o kadar cümle var ki saydıkça kendimi kaybediyorum.

Herkesi unuttum moruk her boku ne varsa. Gerektiğinde adam sattım gerektiğinde adam yaktım gerektiğinde yandım ama hiç umursadım. Keşke bak gene keşke diyorum hayatımdan bir kaç kişiyi silsem hiç tanımamış olsam yada erkenden ilerlemeyecek durumlarda kalabilseydim.

Bugün bile yarınlara umutla bakabilme ihtimalim olsa bile işte düşündüklerimden sonra ihtimallerim kapanıyor. Lan kendime gülüyorum nasıl oldu lan bak gene gülüyorum lan nerdeyken nerdeyiz lan biz.

Ben kendimden insanlara verirken baktımda ben kalmamışım. Nerdeyim lan ben?

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Gizemlı

Peş peşe geceleri yazmazdım neden yazıyorum bilmiyorum da.

Zil zurnayım kadıköy'de bir banktayım. Karşımda ki sokak sanatçısıda gitti kısaca yalnızım. Kulaklıklarımı taktım üşüme hissi geçti çünkü içimdeki o yanardağlar birden geri döndü. Ben de yağmura döndüm. İçkiye döndüm salak insanlara döndüm arkamı döndüm. Benim en son döndüğüm yer kalbim oldu. Uzun süredir bakmadım oraya ne bok yedi ne etti ne yaptı. Ben gene kadıköydeyim saat 2 yalnız insanlar görüyorum. Aşık insanlar, kazık yemiş insanlar , malını yoğunu kaybetmiş insanlar tek ortak noktamız yalnız olmamız. Bir şeylere sitem ediyor olmamız bu düzene alışık olmamaya çalışmamız ve insanları tek tek silip unutuyor olmaya çalışmamız. Bu gece bir saat önce birisi geldi elinde bir bira karşımda dikildi ve çakmak istedi benden. Yüzüne bakmadam verdim sigarasını yaktı ve oturdu yanıma hiç konuşmadık biralarımızı tokuşturup devam ettik sessizlik içinde ki o birleşmeye. Yaklaştı daha sonra ve sarıldı bu sarılma belli bir gücün kalmamasının sarılmasıydı yalnızlığa alışamamanın sarılmasıydı. Moda sahile geçtik içinde o kadar biriktirmiş ki başladı anlatmaya ailesini kaybetmiş yakın bir zamanda daha sonra işini ve yeterince parası varmış yaşamak için belki de iyi bir gelecek için. Ama istediği hayat bu değilmiş. Zorla içki içer bir surat ifadesi ile baktı yüzüme ve bana fikir ver yardım et dedi demekle kalmadı yalvarırcasına akıl danıştı. Bir sigara yaktım ve şans dileyip oradan ayrıldım. Ben insanları yönlendirmem ben doğruyu ya da yanlışı seçerim. Unutmadan o kız ile buluşmak için bir gün ayarladık.ben ne numara ne başka bir şey aldım ya da istedim ismi sanırım Simaydı ya da öyle bir şey. Sanırım uzun süre sonra ilk defa bir pazar akşamına randevum oldu. O akşam kadıköyü anlatıcam bana olan önemini ya da bana verdiği hazzı sevgiyi. Şimdi gene yalnızım biram bitti açık bir tekel göremiyorum sanırım en iyisi taksiye atlayıp dönme vakti.

10 Mayıs 2016 Salı

Saldırgan İçerik

Bu yazıyı çok yazmak istedim lakin yazacaklarım hep aklımdan geçti sonra fazla alkolden uçup gitti.

Başlamak bitirmenin yarısıdır derler ya hani ben aslında her şeyi hiç kavga çıkarmadan bitirdim.

 Yağmurlu bir havada sağlık sorunları ile çıkmıştık biz yola , elimizde pek paramız yoktu pek itibarımız da yoktu ama ben hatırlıyorum ben mutluydum lan çok mutlu! O gün ben böyle yaşayamam gibi sözler söylendi , çok söylendi ben unutturdum her şeyi unutturdum. 3 gece önce o unuttuğumuz yağmurlar kadıköyde yağdı ve onlar çok iyi eski fırtınaları unutabilmiş ve yeni sellere girebilecek kadar iyi durumda. Kasırgalardan o kadar erken kurtulmuş ki eskilerin halini hatrını sormaz olmuş , ama dediğim gibi yeni sellere girmiş o kadıköy yağmurları.  Eskiyi unutabilen ben o gece unutmadım. Kesinlikle bira sayesinde ve unutmadan akan her bir yağmurun ben kıymetini o gece yalnızlığımda öğrendim (pek bir yalnızlık denemez.)

Ben kendime söz verdim. Bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmayacak derken aslında karşıma en yakınımı bile alabileceğimden bahsetmiştim. Ayrıca her olayın tekrar sarpa saracağını benim yaşadığım durumları tecrübe kazanamama durumundan dolayı tekrar yaşayacağını söyledim.Ve öyle oldu...

Ben eskileri unutmaya çalışıp yenilere geçmeye çalışırken yanımda kimsenin olmadığını bugün fark etmemin 3. ayı. Benim insanlara değer vermeyi bıraktığım ve rahatlıkla kırabildiğim 1. ayı.
Belki yarın o beni kıran insanların hayatın gerçekleri ile karşı karşıya kaldıkların da ve umarım ki kalmazlar ama işte boş bir umut ki yaşayacaklar.

Ben kendi yalnızlığımda aslında boğulduğumu sanarken ben aslında  nasıl durmam gerektiğini çözdüm. Bana yapılanları hep kötü tarafından görürken lakin ben aslında büyüdüğümü fark ettim.

Ben aslında iyi gördüğüm bir adamın karşımdaki yüzlerce insan tarafından neden sevilmediğini sevilmekle kalmayıp bir insandan nefret edebilecek kadar iğrenç bir duyguya sahip olduklarını öğrendim.

Ben bir insandan asla nefret etmedim ben her zaman hayattan nefret ettim.  Ben intihara meyilliyken sadece iğrenç insanların o kara günlerinin olup olmaması merakı ile yaşamayı öğrendim.

Ben hayatı ile o kadar salakça oynadığımız insanların bir amacı bi sebebi olduğunu öğrendim.

Ben kaçmam gerekene yapıştığımı iyi ve kötüyü bire bir karıştırdığımı farkettim ama artık bitti eski adam gitti.


Her gidişin bir dönüşü vardır ama bunu bu sefer zaman değil ben belirleyeceğim.

Hikayemi hiç bir zaman kimse bilmeyecek çünkü ben onları zihnimde bir gün unutacağım.

Eğer bir gün yakınımda ki birisine kazık atılmaya çalışılacak olur ise o gün ben dur diyeceğim. Canları seveceğime genede inanmıyorum çünkü canlarını beter edeceğim.

27 Nisan 2016 Çarşamba

Karanlık Kokusu

İyi geceler başlığı daha bulamadım lakin yazılarım karanlık nefretim kokacak.

Hayallerimi hayallerimdekiler aldı.

Kabuk tutan yaramı vücudumdan atmıştım lakin kardeşler işte var ya hani o kardeşler , o kabuğu gözüme gözüme vurdu gözüme gözüme.

Hiç bırakmayacağını düşündüğün bir kişi tarafından bırakılmak bilmiyorum bir düşmandan yumruk yemekten daha acılı geldi. Hissediyorum ölmedim güçleniyorum , insanları daha titiz seçiyor ve insanları daha kolay hayatımdan çıkartıyorum. Karşılıklı güvenin , sevginin , dürüstlüğün olmadığı herkesi ben şerefsizmiş gibi yapıp hayatımdan çıkarıyorum. Ayrıca küfür etmiyorsam bilin ki kalan saygımdandır.

Tükürdüğümü yalamam dedi eski dostlarım. Sözünü tuttu diyemem çünkü bu cümleyi tam anlamı ile gösterdiler bana. Aylar önce azılı düşmanlar gibi olduğum kardeşime özlediğimin mesajını atarak barışıyorum ve aylar önce yaptığım hatayı tekrar kafama kazıyıp kirli insanları unutmaya çalışıyorum. Kim bilir unuturum belki yarın belki yarından da yakın.

Şeref'e yakın olduğumu hissederken meğer ne şerefsizleri bulmuşum da kafam yeni yerine gelmiş. Bu yolu yol sanıp bu yolda giderken aslında ben bu yola hiç uymuyormuşum ne geç farketmişim.

Kardeşler ,abiler ,ablalar hiç biri benim gittiğim yola yakın değilmiş. Şimdi soracaksınız ya nereye gidiyorsun?

Bu soruyu kendime her gece soruyordum ve daha sonra ara verdim çünkü ben aslında bir yolu takip etmiyorum ben yalnızca doğru yoldan ilerlemeye çalışıyorum.

Bir gün doğru yoldan ilerlemeye çalışırken sona ulaşmış olacağım.

Önemli olan gidilecek yolun mesafesi değil önemli olan yolun nasıl gidileceğidir.

Sevgilerle...

22 Nisan 2016 Cuma

İnsanlık Kıtlığı

Bencil insanlar tanıdım , bencil insanlardan bıktım. Hatta ne mi oldu ben artık insanlardan bıktım bencil olmayanlardan bile.


Her zaman insanlar iyidir diye bir yardım içinde bulurum kendimi ve bir taksim gecesi senesini hatırlamıyorum 2 veya 3 sene oldu işte. Ben kendimi yardım ederken buldum gene. İnsanların korkunç bakışları aslında bakir olduğum bencil insanlara yardım etmek istememin bakışlarıymış.

Ben o bakışları o gece anlayamadım işte anlamam tam bir kaç gün önce bana  bir bel altı vuruşla geliyor, ama ne vuruş be !

Ben bencil insanlardan tahmin edemeyeceğiniz hasarlar yemişken  , dost bildiğinizin düşman çıkması
heh işte ben onu yaşadım ben o gece bir kez daha öldüm. Yanmaya başladım ama hangi biri? Salaklığımamı ? Yardım etme duygumun tükenmemişliğine mi? Dost dediğim kişinin bir tost arasındaki Kaşar olmasına mı?


Ey bencil insan!

Sen sen piç sana diyorum bak lan buraya!  Oğlum sen düşünmemi engelleyecek maddeler alamadan uyuyamazken ben her gece ne kadar  boktan insanların hayatımı mahfettiğinin bir filmini çıkartıyorum. Seni de başrole koyuyorum çünkü o kadar ego tavan olmuş ki benim filmimde benim başrolluğumu almaya çalışıyorsun. Sen var ya her kaybettiğini hakediyorsun. Bunları öfkelenmeden bir gün yazacağımı biliyordum ama sanırım yazmasaydım ölebilirdim.

13 Nisan 2016 Çarşamba

İki 30

İyi geceler,

Affı olmayan yollara girip kaza yapmamın bilmem kaçıncı günü bilmem kaçıncı gecesi. Uzun süredir zaman kavramı ile yaşamıyorum bu yazımı yazmaya başladığımda farkettim ki bugün 14 nisan gene aynı berbat bir gün.

Ben gene hatırladım eskiyi , evet hatırladım çünkü ben uzun süredir unutmuştum belki kaçmıştım ama gene buldu beni bu oyun. Yalanlar ile mutlu olmaya çalıştım , canım o kadar yandı ki o kadar korkutuldum ki birine güvenmeyi bırak kendime bile güvenemeyecek kadar güveni olmayan bir bela oldum. Bela çünkü öyle işte bela. Yok oluyor insanlar kayboluyor yanımdan bir dokunduğum bir daha dönmüyor , salak insanlar yüzünden bu durumdayım. Yanlış insanlarla tanıştım bana uymayan insanlara. Ama artık yanımda değiller lakin pek fark eden bir şey de yok iyi insanlar da gitti , sevdiğim kadın gitti. İlk defa aşık olmak sanırım hayattaki en büyük düşüşüm olup uzun süreler sonra karşıma çıkan farklı kişiler ile hayatı kendime zindan etmede master yapmış bir ukalanın tekiyim. Gerçi sanırım o bile değilim düşündüm de ben neyim lan? b.

Kaybettiğim insanlar bir gün dönerse eğer ben o gün parçalanmış bir şekilde karşılayacağım tabi kalırsam.

31 Mart 2016 Perşembe

NİYETİM


Niyetimi bozalı uzun süre oldu, aşkımı nefrete dönüştüreli ne kadar oldu hatırlamıyorum bile. Ben bir kadını sevdim hangimiz sevmedik derim , hangimiz ağlamadık derim , peki sorarım mesafelerin binlerce kilometrelerin olduğu güzel bir ilişkinin en güzel zamanlarında neden gider aslı kereminden?

Bu blog yaşadıklarımı size anlatmak heycanı aşkı size anlatacağım bir blog değil burası benim kendimi rahatlatma köşem olacak yorumlarınız bana o yaz aylarında ki bir anda gelen rüzgar gibi rahatlatacak buna inanıyorum. Değerli okurlarım,
Bana yazmaktan sakın korkmayın bana istediğiniz zaman ulaşın konuşalım isteyin buluşalım ama içinize pek atmayın sıkıntıyı atarak kendinize zarar verirsiniz.

Küçük basit bir yazı oldu hissediyorum ama  benim için çok dolu çünkü içimi rahatlatabildim biraz. Keyifli Geceler

20 Mart 2016 Pazar

Gece

Ben gene uyuyamadım saat 04.04

Bir olay fark ettim ne kadar içki içsem de mutlu olamıyorum artık , vücuduma giren alkol önceden beni mutlu ederken şuan bakıyorum da gerçekler ile yalnız başıma bırakıyor.

Aslında bu imkansız , vücudumda ki alkol yalnızca bana bir ayna oluyor anıları hatırlatan bir defter oluyor , ölenleri gösteriyor ya da beni öldürenleri ne farkeder ki ha o ölmüş ha ben.

Sevip kaybettiğim hatta severek kaybettiğim insanları görüyorum gülüşüyorlar mutlular aklımdan şunu geçiriyorum gerçekten mutlular mı? Yoksa insanlar maskelerine mi bürünüyor?

Sahiden sevildim mi? Bilmiyorum. Sahiden sevdin mi? işte bunu biliyorum çok sevdim. İnsanlar görüyorum sevmek eylemini yalnızca hayatında biraz aksiyon eylem olsun diye yapıyor lakin sevmek bu değildir ki.

İnsanlar güven arıyor yalnızca insanlara ağırlık olmak için , insanlar yalnızca beni arıyor üzmek için.

Birisi geliyor bağlanıyor daha sonra birden bire gidebiliyor nedeni ise şuymuş aslında o her saniye beni emiyor bitiyor sonra ben gene yalnızlığına dönüyorum karanlığa rakının yanına.

İnsanlar mutlu etmek istemiyor yalnızca mutlu olmak , özlenilmek , merak edilmek ve kıskanılmak istiyor.

Karşılıklı duygularımızı seviştirip bir parça olduğumuzu zannediyorum aslında tek parça olmuş zaten benim parçamı alarak.

Şimdi yatmaya gideceğim ama biliyorum dün gibi olacak sabah daha iyi olacak diye kalkıp gece daha beter yatacağım işte her gece gibi.

Gözlerimi kapatıp açacağım gene karanlık, gene umutsuz ve gene aynı nasıl mı ? Şöyle anlatayım

Merak edecek insanlar neden bu adam böyle lan denilecek sonra ben güvenmek isteyeceğim anlatacağım içimi , anlatacağım gidenleri , anlatacağım her gece ölmenin ne olduğunu sonra ne mi olacak işte bu gece gibi çaresi bulunmamış bulaşıcı bir hastalık taşıyorum gibi bir anda susup gidecek insanlar, gidenler böyle gitti , gelenler aslında hiç bu tarafa gelmedi. Şimdi ben bir aydınlık görmek için tekrar gözlerimi kapatıyorum açtığımda ya siz olmayacaksınız ya benden bir parça daha gitmiş olacak

Gecenin ilerleyen saatlerinden, gecenin ilerlemeyen saatlerine geçmek üzereyiz.

Keyifli Geceler.

14 Mart 2016 Pazartesi

Bir

Selamlar ben melankolik adam , uzun süredir yaşadıklarım,  gördüklerim beni melankolik bir karakter yaptı. Benim bu blogu açmayı planlamam uzun süreleri kapsıyor lakin ancak bugün kendimde bu cesareti toplayabildim ve bu bilgilendirme yazım ile başlıyayım dedim. Buradaki yazılar ile kendimi rahatlatmak ve siz sayın okurların önüne sunmak istiyorum.

Sizin benim yazılarım için yorumlarınız , mailime attığınız sorunlarınız , dertleşme isteklerini mutlulukla ve zevk ile okur cevaplar hatta ruhumu okşar. Maillerinizi ve yorumlarınızı tedirgin olmadan atabilirsiniz. Söz veriyorum ki yorumları veya mailleri gördüğüm anda cevaplayacağım.

Bu yazının şuan bitişi ama aslında burası yeni yazılarımın başlangıcı umarım beğenirsiniz.

Keyifli Geceler.